- Hakkımda
- Vizyon ve Misyon
- Blog Yazıları
- Araçlar
- Sosyal Medya
- Sosyal Medyada İçerik Üretmek: Dijitade Kalitenin Anahtarı
- Instagram Algoritması ve Formülü: Keşfete Nasıl Girersiniz?
- Sosyal Medyada Etkileşimi Artırmanın Yolları
- Kriz İletişiminde Sosyal Medya: Başarılı Stratejiler
- Hashtag Kullanarak Instagram’da Görünürlüğü Artırma Yolları
- Sosyal Medyada Onaylı Hesap Kullanmanın Avantajları
- Instagram’da Takipçi Satın Almak
- Sosyal Medyada İdeal Paylaşım Saatleri: Hangi Saatte Paylaşım?
- Video İçeriklerin Gücü: YouTube ve TikTok Stratejileri
- Markalar İçin Instagram Story İçerik Önerileri
- Dijital Pazarlama
- Dijital Pazarlamada Yapay Zeka: Hangi Alanlarda Kullanılacak?
- Facebook ve Instagram Reklamcılığı: Başarıya Giden Yol
- Dijital Pazarlamada SEO Stratejileri: 2024 İçin Öne Çıkan Taktikler
- E-Posta Pazarlaması: Başarılı Kampanyalar İçin İpuçları
- Sosyal Medyada Kampanyaların Başarısı: Hangi KPI’lar Önemli?
- Marka ve İletişim
- Mobil Teknolojiler
- SEO
- Sosyal Medya Stratejileri
- İletişim
Gelişmelerden Haberdar Ol
Dijital İletişim dünyasına dair son gelişmeleri öğrenin.
- Dubai Çikolatası: Popüler Kültürün Tatlı Yüzü
- İnsani Yardım Alanında Sosyal Medya İletişimi
- Başarıya Giden Yol: Değerli İçerik ve Sadık Takipçi Kitlesi
- Dijital Çağda Değişime Açık Olmak: Fırsatları Yakalamanın Anahtarı
- Adaletin Boşluğunu İletişim Çalışmaları Doldurabilir mi?
- Sosyal Medyada İçerik Üretmek: Dijitade Kalitenin Anahtarı
- Esra Erol’da Bir Yıl Sonra Yeniden Gündeme Gelen Betül’ün Eşi Veysel’in Şüpheli Ölümü
- Bu İnsanlar Neden Influencer’lara Güveniyor?
Yazar: Sedat Şenol
Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan bir fenomen var: Dubai çikolatası. Instagram story’lerinde, YouTube videolarında, hatta TikTok’ta bile bu lüks çikolataların övgü dolu paylaşımlarını görüyoruz. Peki, neden bu kadar popüler oldu? Popüler kültür hızla değişirken, bu tatlı lezzet nasıl bir anda hayatımıza dahil oldu? Gelin, hep birlikte inceleyelim. Lüksün Tatlı Yansıması Dubai, yıllardır lüks yaşam tarzıyla özdeşleşmiş bir şehir. Gösterişli alışveriş merkezleri, dünyanın en yüksek binası ve ihtişamlı mimarisiyle dikkat çeken bu kent, aynı zamanda lüks tüketimin de merkezi haline gelmiş durumda. Dubai çikolatası da bu lüksün tatlı yansıması olarak öne çıkıyor. Herkesin erişemeyeceği, premium hissettiren bu çikolatalar, bir…
Sosyal medya, hayatımızın her alanına dokunan, güçlü bir iletişim aracı. Bu araç, özellikle insani yardım alanında sosyal medya, farkındalık yaratmak ve geniş kitlelere ulaşmak açısından büyük bir potansiyele sahip. İster bir afet durumunda olsun, isterse uzun vadeli projeler yürütülüyor olsun, sosyal medyanın etkin kullanımı, yardımları organize etmek ve duyarlılık oluşturmak için hayati bir rol oynuyor. İnsani yardım projeleri, genellikle büyük bir aciliyet ve hassasiyet taşır. Bu noktada insani yardım alanında sosyal medya iletişimi, insanlara hem hızlı ulaşma hem de doğru bilgiyi en etkili şekilde iletme fırsatı sunar. Peki, bu hassas alanda sosyal medyayı nasıl kullanmalıyız? 1. Hikaye Anlatımıyla Duyguya Dokunma…
İçerik üretmek, sadece paylaşımlar yapmak ve beğeni beklemekten ibaret değildir. İçerik üreticileri için asıl önemli olan, sadık bir takipçi kitlesi oluşturmaktır. Bu sadık takipçi kitlesi, sizin en yakın çevrenizdir ve paylaşımlarınızı sorgusuz sualsiz paylaşırlar. Onlar, “1. halka” dediğimiz o sıkı destekçilerden oluşur. Ancak burada hedef sadece birinci halka ile sınırlı kalmamalı. Asıl başarı, içeriklerinizin bu 1. halka tarafından 2. ve hatta 3. halkalara ulaşmasını sağlamaktır. İşte bu noktada devreye kaliteli, paylaşılası içerik girmektedir. 1. Halka: Sadık Takipçiler Birinci halka, sizin içeriğinizi koşulsuz destekleyen, her paylaşımınızı değerli bulan ve bunu başkalarıyla paylaşmaktan çekinmeyen takipçilerinizi kapsar. Bu kişilere, en sadık destekçileriniz diyebiliriz.…
Dijital çağda dünya, daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir dönüşüm içinde. Her gün hayatımıza giren yeni bir teknoloji, yarın eskiyip yerini bir başkasına bırakıyor. Bugün olmazsa olmaz dediğimiz bir sosyal ağ, birkaç yıl sonra neredeyse kimsenin hatırlamadığı bir dijital hatıraya dönüşebiliyor. İşte bu yüzden, dijital çağda değişime açık olmak, kariyerinizde ve kişisel gelişiminizde ilerleyebilmenin en önemli yollarından biri. Değişimin hızı bazen göz korkutucu olabilir, ama unutmayın: Değişim, her zaman beraberinde fırsatları da getirir. Dijital dünyanın dinamiklerine ayak uydurmak, tıpkı bisiklete binmek gibi; durduğunuz an düşersiniz. Bu yüzden sürekli hareket halinde kalmalı, yeni teknolojilere, platformlara ve iş yapış biçimlerine açık…
Son zamanlarda yaşanan acı bir olay, hepimize adaletin işleyişi ve iletişim stratejilerinin rolünü yeniden düşündürdü. Polis memuru Şeyda, görevini yapmaya çalışırken, suç kaydı kabarık bir kişi tarafından vurularak şehit edildi. Polis memurumuzun hayatını kaybetmesi, sokaklarda suç geçmişi bu kadar dolu bir kişinin nasıl serbestçe dolaşabildiği sorusunu gündeme getirdi. Bu da kamuoyunda büyük bir öfkeye yol açtı. Bu olayın ardından emniyet güçleri, suçluyu yakaladı ve dikkat çeken bir yöntemle onu kamuoyunun önünde küçük düşürdü. Siyah bir çöp poşeti giydirilen şahıs, hayvanların taşındığı bir araçla adliyeye götürüldü. Bu görüntü, halkın öfkesini dindirmek için yapılan bir halkla ilişkiler çalışması gibi algılandı. Peki, bu…
Tüm araştırmalar gösteriyor ki, sosyal medyada içerik üretmek bir yana, sadece tüketen bir toplumuz. Günlerimizi ve enerjimizi, çoğu zaman anlamsız atışmalara, içi boş kavgalara harcıyoruz. Oysa sosyal medyanın sunduğu fırsatlar, bundan çok daha fazlasını yapmamıza olanak tanıyor. Elbette sosyal medyada eğlenmek, bazen saçmalamak, hatta yeri geldiğinde trollük yapmak bizim hakkımız. Ancak, sadece bu tür içeriklere odaklanarak zamanımızı heba etmek, bizi bir adım ileri taşımayacak. Hayatımıza ve başka hayatlara kalite katmak istiyorsak, sosyal medyada içerik üretmek zorundayız. Bu, sadece bireysel anlamda bizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda çevremizdeki insanlara da ilham kaynağı olur. Eğlenirken değer katan, bilgilendirici ve yaratıcı içerikler üretmek, sosyal…
Esra Erol’un programında geçtiğimiz yıl yaşanan çarpıcı bir olay, herkesi şaşkına çevirmişti. Betül, eşi Veysel’in başka bir kadından ikiz bebekleri olduğunu iddia ederek programa başvurmuştu. Ancak olay sadece bu kadarla kalmadı. Yapılan DNA testi sonucunda şaşırtıcı bir gerçek ortaya çıktı: İkizlerden yalnızca biri Veysel’in çocuğuydu. Bu nadir görülen durumu, Esra Erol şu sözlerle açıklamıştı: “72 saat içinde döllenme gerçekleşirken, ikinci bir birliktelik yaşanması gerekiyor.” Tıp dünyasında oldukça nadir rastlanan bu olay, Betül ve Veysel’in hayatlarını değiştirdi. Çift bu olayın ardından boşandı ve herkes kendi yoluna gitti. Veysel’in Şüpheli Ölümü: Bir Yıl Sonra Gelen Haber Olayın üzerinden tam bir yıl geçtikten…
Dijital çağda pazarlama yöntemleri sürekli değişiyor. Ancak insanlar hâlâ en çok güvendikleri kişilerden gelen önerilere kulak veriyor. Bu noktada, insanlar neden influencer’lara güveniyor sorusu akla geliyor. Influencer’lar, modern dünyanın ağızdan ağıza pazarlama elçileri gibi çalışıyor. İnsanların %92’si, reklamlar yerine arkadaşlarından ve ailelerinden gelen tavsiyelere güvenirken, influencer’lar da bu güven çemberinin bir parçası haline geliyor. Peki neden? Çünkü influencer’lar, markalardan ziyade takipçileriyle samimi, içten ve kişisel bir ilişki kuruyorlar. İnsanlar influencer’lara güveniyor çünkü onlar, sadece markaların mesajlarını yaymıyor. Aynı zamanda gerçek deneyimlerini ve kendi kişisel önerilerini paylaşıyor. Bu da onların takipçileriyle kurdukları bağın, klasik reklamlardan çok daha güçlü ve etkili olmasını…
Son yıllarda Maslak, Beşiktaş gibi bitki örtüsü plaza camlarından oluşan semtlerimizde ve bu semtlerdeki ajansların toplantı masalarında iletişimde batı dilini benimsemek, başarıya ulaşmanın anahtarı gibi gösteriliyor. Özellikle globalleşmenin hızı ve dijital dünyanın etkisiyle birçok marka, batıdan ilham alarak iletişim dili oluşturuyor. Ancak bu gerçekten doğru bir yol mu? Kendi köklerimizden uzaklaşmak, bizi gerçekten hedeflerimize yaklaştırıyor mu? Aslında batı dilini benimsemek, bizi kendi kültürel gerçeklerimizden koparıyor. Halbuki kendi kültürel değerlerimizden beslenerek, çok daha güçlü ve anlamlı bir iletişim stratejisi oluşturabiliriz. Her toplumun kendine özgü değerleri, alışkanlıkları ve kültürel kodları var. Batının dilini ve tarzını benimsemek, markaların hedef kitlesiyle samimi bir bağ…
LinkedIn, profesyonel dünyanın buluştuğu dijital bir sahne. İşte bu sahnede öne çıkmak istiyorsanız, LinkedIn’de kişisel marka yaratmak sizin en büyük kozuğunuz olabilir. Dijital dünyada güçlü bir kişisel marka, sizi sadece potansiyel iş fırsatlarına değil, aynı zamanda doğru bağlantılara da ulaştırır. Peki, bu süreçte hangi adımları izlemelisiniz? İşte LinkedIn’de kişisel marka oluşturma hedefinizin en etkili yolları! 1. Profilinizin Temel Taşlarını Doğru Kurun Kişisel markanızı oluştururken profiliniz, sizin dijital kartvizitiniz olacak. İlk izlenim her zaman önemlidir, ve LinkedIn’de bu izlenimi profiliniz yaratır. Etkili bir kişisel marka için önce bu adımlarla sağlam bir temel oluşturmanız gerekir: 2. Hedef Kitlenizi Belirleyin ve Onlara Ulaşın…